Sayfalar

30 Ekim 2013 Çarşamba

zeytin ezmeli poğaça



şöyle hem içi hem dışı yumuşacık bir poğaçaya kim hayır diyebilir ki?
hamur işlerini benim gibi seviyorsanız fırından çıkar çıkmaz bir iki tanesini götürürsünüz zaten.ister sabah kahvaltıya ,ister gününüze  ya da sadece canınız çektiği için hemen hazırlayabileceğiniz bu poğaçayı zeytin ezmeli,peynirli ya da patatesli olarakta yapabilirsiniz.eğer sabah kahvaltıya yapmayı düşünüyorsanız akşamdan hazırlayıp üzerine yumurta sarısı sürmeden nemli bir bez örtüp buzdolabında bekletebilirsiniz.sabah çay demlenirken hemen üzerine yumurta sarısını sürüp pişirebilirsiniz.kahvaltı da sıcak servis yapabilirsiniz.

Zeytin Ezmeli Poğaça
Malzemeler
1 su bardağı ılık süt
1 su bardağı ılık su
yarım su bardağı sıvı yağ
1 paket instant maya
1 yemek kaşığı  şeker
1tatlı kaşığı tuz
aldığı kadar un
İçine sürmek için;zeytin ezmesi ve yumuşak margarin
Üzerine sürmek için;yumurta sarısı
 
YAPILIŞI
Yoğurma kabına ılık süt,su ,maya ve şekeri koyun ve kabarmasını bekleyin.
Maya kabarınca sıvı yağ tuz ve azar azar un ekleyerek ele yapışmayan hamur elde edin.
Hamuru en az yarım saat mayalanmaya bırakın.Mayalanan hamuru 2 ye ayırın.Hamuru unlu tezgahta
yuvarlak şekilde oklava ile açın.Üçgen dilimler olacak şekilde kesin.

             Her parçaya margarin ve zeytin ezmesi sürüp rulo şeklinde sarın.
      ya da ince uzun olarak açıp bıçakla şeritler halinde kesip uç kısmına harç ve margarin koyup sarın.

tepside biraz mayalanmasını bekledikten sonra yumurta sarısı sürüp ısıtılmış fırında kızana dek pişirin.ben 175derecede pişirdim.Fırından çıkan tepsinin üzerine bir bez ya da sofra örtün.Bu üzerinin kurumasını önler ve yumuşak kalır.
Poğaçanız bitmez artarsa buz dolabı poşetine koyup buzlukta saklayabilirsiniz. Mikrodalga da ya da ısınmış fırında bir kaç dakika da ısıtarak servis yapabilirsiniz.Ben sürekli buzluğumda bu şekilde bulunduruyorum.bu ölçülerden 1 tepsi poğaça çıkıyor.
Not: unu çok fazla eklerseniz boğaza yapışan kuru bir poğaça elde edersiniz.bu yüzden ele yapışmayan yumuşak bir hamur olmasına dikkat edin.

AFİYET OLSUN...

29 Ekim 2013 Salı

İncirli pasta


 
   İncirli pasta
                     İncirli pasta nasıl yapılır?

Sizlere bugün çok beğenilip ayrıntılı şekilde tarifi istenilen İncirli pastanın tarifini vereceğim.  
Biraz uğraştırıcı gibi görünebilir ama bence lezzeti herşeye değer.Biraz pratik olursanız kısa sürede yapabilirsiniz.Tarifin orjinali Cahide Jibek e ait.Kendisini ve yazılarını yakından takip ediyor ve beğeniyorum.Sayfasına göz atmak isterseniz buraya tık tık.Ben tarifte birkaç değişiklik yaptım.Ölçüleri değiştirdim,çok büyük olmasını istemedim çünkü. 3lü satılan kalıpların en küçüğüne yaptım. Cahide Hanım kekini normal kek gibi yapmış ben biraz daha pastayı andırması açısından pandispanya olarak yaptım.Kendisi aynı pastanın hurma,üzüm ya da kayısı ile de yapılabileceğini yazmış.Ben henüz denemedim ama çok güzel olacağına eminim.Bir daha ki sefere hurmalı yapmayı düşünüyorum.Ayrıca eğer kek pişirmek ile uğraşmak istemiyorsanız hazır pasta tabanı da kullanabilirsiniz.Vaktiniz darsa ya da pek uğraşmayı sevmiyorsanız sizin için pratik olabilir.Hazır pandispanya ile yapmak istiyorsanız kalıbınızın boyunda keki ayarlamanız gerekecek.Bunu da göz önünde bulundurun. Geçelim tarife:

İncirli Pasta
Malzemeler
Kek için;3 yumurta
1 çay bardağı şeker
3 yemek kaşığı sıcak su
1 paket vanilya
yarım paket kabartma tozu
1 çay bardağı + 1 yemek kaşığı un
Muhallebi için:2,5 su bardağı süt
1 çay bardağı şeker
2 yemek kaşığı un
2 yemek kaşığı nişasta
1 paket vanilya
50 gram margarin
Islatmak için:1 çay bardağı şeker
1,5 çaybardağı su
bir kaç damla limon
Üzeri için:1 su bardağı kuru incir
1 çay bardağı iri kıyım ceviz

Yapılışı
3 yumurta 1 çay bardağı şeker köpürene kadar çırpılır.Sıcak su eklenir.Elenmiş un,kabartma tozu ve vanilya katılıp karıştırılır.Yağlanmış ve unlanmış yuvarlak kalıba konulup ısıtılmış 170 derecede pişirilir.Kek pişerken 1 çay bardağı şeker teflon tavada eriyene kadar pişirilir. Eriyince 1,5 çay bardağı su eklenir ve sertleşen şeker tamamen eriyince bir kaç damla limon sıkılır.Minik doğranmış incirler şerbette bir kaç dakika yumuşatılır,süzgeçle alınır.Pişen kek kalıptan çıkarılıp soğumaya bırakılır .
                                                                                                          
Kalıp yıkanır altına streç film serilir.Üzerine yumuşatılan incirler ve ceviz yayılır.

 Bu arada un,nişasta,süt ve şekerle muhallebi yapılır,ocaktan alınır.Vanilya ve margarin katılıp karıştırılır ve incirlerin üzerine dökülür.


 Kekte muhallebinin üzerine kapatılır.İncirlerin yumuşatıldığı şerbet kekin üzerine gezdirilir.Pasta bu şekilde en az 2 -3 saat buz dolabında dinlendirilir.Servis tabağına ters çevirilir. Üzerindeki streç yavaşça kaldırılır.
AFİYET OLSUN..



masaya ayrıntılı bakmak için buraya tık tık

28 Ekim 2013 Pazartesi

Çikolata soslu pudingli kek ve ekmekte insan kılı

hayırlı haftalar dileyerek.iştah kapatıcı bir konuyla haftaya başlıyorum.birkaç gündür araştırma içindeyim.internette ve bir TV programında bahsedilen şeyi aklım almıyor,midem kaldırmıyor.yok artık diyorum,daha neler...ama görünüşe bakılırsa gerçek.neden mi bahsediyorum ekmeğimizin içine katılan L-cystein adlı maddenin insan ve domuz kılından üretilmesi.duyunca şok oldum.bildiğimiz ekmek un,maya,su ve tuzdan oluşur dimi. yoo hayır illa içine hile hurda bir şeyler katacaklar.neymiş efendim bu madde katılınca kolay mayalanıp şekil alıyormuş,çabuk yoğurulup güzel pişiyormuş.ekmek işte kardeşim bu ya şekli şemali belli,yarım değil bir saatte mayalansa ne olur.batacaklar sanki her şeyi fabrikasyon yapıp rezil ediyorlar.soframızın baş tacı ,fakirin ekmeği de oyunlara kurban edildi.yazık ya bu maddenin ne olduğunu bilip içine konmasına izin veren zihniyet bu kadar vebali nasıl kaldıracaksın.sen bile bile nasıl yedin bu ekmeği ,yedin mi acaba?orası da muamma.
bu maddenin kodları da şunlar: E 920, E921, E910 elinizde ekmek ,un ne varsa inceleyin bu kodlar var mı?
bu katkı maddesi de Çin de üretiliyor.en çok siyah saçlı erkek orada olduğu için.onlar için normal adamlar köpek eti ,her türlü böcek,haşere yiyor.ama biz öyle miyiz?yemekte bir saç çıksa midesi bulanan,koca tabağı çöpe döken bir milletiz.ben nasıl üretildiği ile ilgili videonun tamamını izleyemedim,midem kaldırmadı.sizler bakmak isterseniz buraya tıklayın.
ayrıca bu maddenin pizzacılar tarafından kullanıldığı,hazır kurabiyelerde yani pasta sektöründe de kullanıldığı da söyleniyor. Rabbim yardım etsin düştüğümüz hallere bakın.ne gerek var bunlara ,bu hilelere..tabi burada tüm fırıncıları,pastacıları suçlamıyorum,bilerek kullananlar için diyorum. Sıradışı programında konuşuldu bu konu izlemek isterseniz yine buraya tıklayın.

bu kadar iştah kapatıcı konudan sonra akşama iştah açıcı evinizde kendiniz yaptığınız,içinde neler olduğunu bildiğiniz malzemelerle hazırlanmış bu harika keki yapın ve sevdiklerinizi mutlu edin.kekinizi yedikten sonra bu konu üzerine sohbet etmeyi de unutmayın.ne kadar bilinçli bir toplum olursak çocuklarımıza o kadar temiz ve güzel bir dünya bırakırız.bu keki istediğiniz bir pudingle yapabilirsiniz.özellikle çilekli pudingle yapmanızı öneririm.

çikolata soslu pudingli kek
çikolata soslu pudingli kek nasıl yapılır?
malzemeler
3 yumurta
1 çay bardağı şeker
1 çay bardağı süt
yarım çay bardağı sıvı yağ
2 çay bardağı un
1 paket çikolatalı puding(ben çikolata antep fıstıklı kullandım)
1 paket kabartma tozu
1 paket vanilya
üzerine
çikolata sos
1,5 su bardağı süt

yapılışı
şeker ve yumurtayı iyice çırpın.sıvı yağ ve sütle çırpmaya devam edin.elenmiş un,vanilya,puding ve kabartma tozunu da ekleyip yavaşça karıştırın.margarinle yağlanmış ve un serpilmiş kalıba kek harcını yayın.ısıtılmış 170 derece fırında ilk 15 dakika kapağı açmadan pişirin.pişip pişmediğini kürdan batırarak test edin.kürdan temiz çıkıyorsa pişmiştir.kekler soğurken çikolata sosu sütle pişirelim.ben sütü az koydum kıvamının katı olmasını istediğim için.sos sıcakken kekleri batıralım ve istediğimiz gibi hindistan cevizi,fındık,fıstık ya da bademle süsleyelim.
AFİYET OLSUN...
NOT:Blogumu aratırken google a emekkafee blog yazarsanız bana ulaşmanız kolaylaşacaktır.

26 Ekim 2013 Cumartesi

vee kapandım...ilk kombinim

Allah'ın izni ile bende dinimizin gerektirdiği gibi örtündüm..Her ne kadar eşim bile  hala inanamıyor olsa da,evet örtündüm.Her şeyin bir zamanı var derler ya gerçekten doğruymuş.
Benim için de doğru zaman geldi.İçimdeki sürekli bana daha zamanı değil ,daha gençsin ha bugün ha yarın diye vesveseler veren  şeytandan kurtuldum şükür.Daha birkaç ay önce aklımda bile yoktu .
Aslında uzak değildi bana.Tüm ailem neredeyse baş örtülü.Ama kimse şimdiye kadar sen niye böylesin demedi karışmazlar kimseye.Annem özellikle örtünmemi çok istiyordu ve
sürekli bunu istediğini dile getiriyordu.İşte bu işler başkasının istemesi ya da söylemesi ile olmuyormuş.
İçten gelmesi gerekiyormuş.Kendimi öyle rahatlamış,huzur bulmuş  hissediyorum ki..Hayatımda olmadığım kadar manevi huzur yaşıyorum.Rabbim isteyen herkese nasip etsin..
Herkes gibi bende o ergenlik denilen dönemlerden geçtim.Saçlarımı sarı,siyah,kızıl neredeyse her renk her model  yaptım, etekler giydim,elbiseler,süsler,koyu makyajlar neler neler..İçimde heves edip yapmadığım bir şey kalmadı diyebilirim.Yaparken insan pek düşünmüyor o anı geçiştirme,yaşama düşüncesinde oluyor.Hani önünü ardını düşünmüyor derler ya aynen öyle.Ne kadar yanlış yaptığımı da farketmiş durumdayım.Fani yalan dünyanın güzelliklerine ne kadar aldanmışım,ne kadar gözümde büyütmüşüm..Asıl olanı unutmuş geçici heveslere kanmışım.Boşa yaşamışım gibi hissediyorum.Bu dünyadaki güzelliklere bakarken,o güzellikleri ,nimetleri yaratanın farkına varamamış,şeytanı arkadaş edinmiş,onun vesveselerine uymuşum.
Sürekli içimde sıkıntı,memnuniyetsizlik,doyumsuzluk ve eksiklik.Hep bu duygular sebebi belliymiş de farketmemişim.İnsan Rabbine yakınlaşınca ferahlıyormuş.İnşallah en kısa zamanda namaz kılmayı da öğrenip O'na daha da yakın olmak istiyorum.Günde beş vakit Rabbimle konuşmak ferahlamak istiyorum.
Bir anda düşünce tarzım o kadar değişti ki..Neden açık giyinmek ,boyanmak insanlara bu kadar cazip geliyor ki.Daha güzel olduğumuzu düşündüğümüzden midir?Ergenlikten mi yoksa cahillikten mi?
Bir de şu örtünmüş gibi görünen ama yüzünde bir ton makyaj,dar kıyafetler giyen kesim var.Örtünmeyi amacı dışında kullananlar var.Onları da kesinlikle beğenmiyor,giyim tarzlarını tasvip etmiyorum.
Ayrıca giyim tarzıyla,açık ya da kapalı olmasıyla insanların kişiliklerini kesinlikle kıyaslamıyorum.
Herkesin inancı giyimi ,davranışı kendini bağlar.
Bir de dikkatimi çeken bir husustan daha bahsetmek istiyorum.
Başı açık olmayı,açık giyinmeyi modernlik,çağdaşlık olarak görüyoruz.Ne alaka işte, düşünemiyoruz.
Modernlik çağdaşlık kafanın içinde.Sanki kapalı olanlar geri kafalı,bağnaz gibi yerleşmiş beyinlerimize.
Kimler aşıladı bunları bize,nerden bu düşüncelere vardık..Bilemiyorum...
Ne insanlar tanıyorum başı açık ama dini bilgisi inancı benden fazla.Ne kapalılar görünüyorum dünyadan haberi yok.Sadece aile baskısıyla kapanmış.O yüzden sizlerde içinizdeki sesi dinleyin,şeytanı bertaraf edin ve gerçekten istiyorsanız örtünün.
Nefsinize köle olmayın,Rabbime sığının.
Bayramın ikinci günü giydiğim bu kıyafette aslında tunik pek tarzım olmasa da küçük bir
şehirde yaşadığım için pek seçeneğim yok.Yine de kötü değil de tarz meselesi.
Hesna 'dan aldığım tunik 45 tl
Lc Wakiki siyah pantolon 29,90 tl
şal 10 tl
yerel mağazadan alınan ayakkabı 30 tl
Bayramda sadece 2 ziyaret yapabildik maalesef.Zaten ilk gün kurbanla uğraşıldı.Akşam üzere gelen kurban eti ayırma ,doğrama ve kıyma işlemi gece 2 ye kadar sürdü.Ben pert oldum resmen.Ancak ikinci gün dışarı çıkabildik.Zaten gidecek kimsemiz yok herkes memleketine ya da başka ile gezmeye gittiğinden şehir bomboştu.Yeni tanıştığımız Hataylı bir aileden sonra ,eşimin iş arkadaşlarından birine gittik.Tabi yolda oğlum ateşlendi ve misafirlikte hiç rahat durmadı hemen eve geldik.3 ve 4. gün hava o kadar soğuk ve yağışlıydı ki kafamızı kapıdan çıkaramadık desek yeridir.Bizim bayramımız da böyle sıkıcı geçti işte.Memleketimde olmayı yeğlerdim ama iki çocukla o kadar yol gitmeyi gözüm kesmedi açıkçası.
Kombine gelirsek henüz yeni gardırobumu düzmeye başladım kıyafetlerde değil ama eşarp ve şal yapmada çok zorlanıyorum.Şekil veremiyorum ya da vermem çok uzun sürüyor.Zamanla elim alışacak inşallah.
Başka bir kombinde görüşmek üzere...

25 Ekim 2013 Cuma

pembe kek


kek

Memleket iki gündür çalkalanıyor.Eminim sizde iki aylık bebeğini eve bırakıp bayram tatiline ailesinin yanına Hatay 'a giden kadını duymuş ya da haberlerden izlemişsinizdir.Bu nasıl bir zihniyet nasıl bir düşünce tarzıdır anlayamadım.Tamam bir hata yapmışsın gayri meşru olarak bu çocuğu dünyaya getirmişsin,doğurmuşsun.Ailesi öldürürmüş,söyleyememiş.Peki daha önce aklın neredeydi.Ya tamam her şey oldu,olacağı varmış anladık.Gitmeden 2 biberon mama içirdim,altını temizledim,acıkınca da ağlar ağlar uyur dedim,diyor.Bu nasıl bir düşünce.Sen kaç gün aç susuz kalabiliyorsun da el kadar bebeğin aç kalabileceğini düşünüyorsun,ki birde anaokul öğretmenisin.Madem maaşlı çalışan bir kadınsın birine para verip birkaç gün baktırsaydın,hiç mi akıl edemedin.El kadar bebeği kara topraklara verdin.Bir anne olarak seni nefretle kınıyorum.Biz evin içinde bile çocuğumuzu bir odadan bir odaya giderken bile beraber götürürken,başına birşey gelmesinden korkarken sen yatağına bırakıp İstanbul'dan Hatay'a gidiyorsun.Diyecek kelime bulamıyorum Rabbim seni ıslah etsin.Herkes anne olamaz işte.Anne var anne var....

Dün bir anda mutfağa gidip birşeyler yapmalıyım gibi bir ilham geldi :)
Bir şeyler yapmaya karar vermek mesele değil ne yapacağına karar vermek en zoru galiba.Ne yapsam ne yapsam diye düşünürken bu minicik kekler çıktı ortaya.Nedense minik ,minyatür şeyler hep daha çok
dikkatimi çekmiş,daha çok sevmişimdir. İyiki almışım bu kalıpları çok şekerler.Kek yapmaya karar verdikten sonra bu defa neli yapsam,içine ne koysam düşüncesi başlıyor.Kızım çikolata sever,eşim krema tarzı şeyleri sever.Her ikisininde sevip yiyeceği yiyecekleri yapmaya uğraşıyorum genelde.Bende böyle bir kek yaptım.Krem şantim tam donmadığından üst süslemesi tam istediğim gibi olmadı,içime sinmedi ama lezzet her şeyi unutturuyor.Enfesti.

Bu ölçülerden 13 tane mini kek çıktı.Biz yaptığım gün çoğunu yemiştik.Ama bu keklerin kısmetlisi varmış.Hem de taa Hatay 'dan.Dayım ve yengem.Yaparken hiç aklıma gelmemişti.Nasipleri varmış.Neyse konuyu fazla uzattım biliyorum.Hadi tarife geçelim.
Malzemeler
2 yumurta
1 çay bardağı şeker
1 çay bardağı süt ya da yoğurt
yarım çay bardağından az fazla sıvı yağ
1 paket vanilya
1 paket kabartma tozu
1 çay kaşığı kırmızı gıda boyası
2 çay bardağı tepeleme un
damla çikolata
üzeri için
1 su badağı soğuk süt
1 paket krem şanti
hindistan cevizi ve pembe şekerlemeler
yapılışı
yumurta ve şeker iyice çırpılır.
süt ve sıvı yağ eklenip çırpılmaya devam edilir.
şekerin pütürlüğü geçecek.ardından elenmiş un ,vanilya ve gıda boyası eklenip iyice çırpılır.
son olarak kabartma tozu ve damla çikolata eklenip yavaşça karıştırılır.
kalıbım silikon olduğu için yağlamadım. kek hamuru eşit şekilde paylaştırılır.
ısıtılmış 175 derecede yaklaşık 20 dakika da pişti.siz kendi fırınınıza göre ilk 15 dakika fırın kapağı açılmamak şartıyla,daha sonra kürdanla pişip pişmediğini kontrol ederek  keki pişirin ve soğumaya bırakın.
ayrı bir kapta krem şanti ve sütü çırpın.soğuyan keklerinizin üzerine ister krema torbasıyla sıkarak ,ister kaşıkla yayarak süsleyin.son olarak hindistan cevizi ve şekerlemelerle servis edin.
AFİYET OLSUN...

24 Ekim 2013 Perşembe

blogumu aratırken emekkafee blog

arkadaşlarım blogumun google da çıkmadığını, bulamadıklarını yazmışlar.
evet henüz yeni bir blog o yüzden aratırken emekkafee blog diye yazarsanız sayfamıza ulaşabilirsiniz.
Tşkler..

Patates çanağında rus salata

Yeniden merhaba arkadaşlar..
Bugün size zeytin yağından bahsetmek istiyorum.
Marketlere gittiğimizde iki çeşit zeytin yağı çıkıyor karşımıza riviera ve sızma.
Bunların arasındaki farktan bahsetmek istiyorum.
Sızma zeytin yağı en kaliteli olandır.Zeytin dalından koparılır ve fazla vakit kaybetmeden yağı çıkarılır.
Çünkü zeytin dalından koparıldığında asit üretmeye başlar.Asidi 3,3 ün altında ise bu kaliteli bir yağdır.
Riviera ise kalitesiz,yenmeyecek kadar kötü olan yağların içine bir miktar sızma zeytin yağı karıştırılmasından oluşuyor.Riviera nın içindeki yağ daha çok zeytinin yere dökülmüşünden ya da çok bekletilirek asitliği artmış olanından üretiliyor.Fabrikada bir çok kimyasal ve ayrıştırma işleminden geçip birazda sızma yağ eklenerek yenilecek kıvama getiriliyor.Fakat yağ içindeki çoğu yararlı maddeyi yitiriyor.Asit oranı da yüksek oluyor.
Marketlerde dikkat ederseniz riviera yazanlar daha uygun fiyata satılıyor.Sızma yazanların fiyatları ise ateş pahası,el yakıyor.Allah'tan memleketimin yeri göğü zeytin.Ailemize ait baya zeytin ağaçlarımız var.Ağacımız yokken bile yıllık neredeyse 100 kilo zeytin yağı alırdık.Hatay'da her evde böyledir bu.Çok düşkünüz zeytin yağına.Her yemeğe ,her kahvaltıya girer.Zaten incelerseniz özellikle kahvaltı masamızda üzerine zeytin yağı gezdirilmeyen bir yemek bulamazsınız.Hiçbir şey yoksa yiyecek ,ekmek zeytin yağına batırılıp yenir.Hele tandırdan yeni çıkmış ekmeğin üzerine yağ sürüp yememiş Hatay'lı bir çocuk yoktur herhalde.Fiyatına gelince emin olun o marketten aldıklarınızdan çok daha doğal olan bu zeytin yağının kilosu, sadece 5 lira. Bu kadar ucuz olmasına rağmen satacak insan pek bulamıyor halk.Çünkü herkesin ailesinde illa bir zeytin yağı bahçesi olan var.Zeytin yağı kullanmayanlar ise henüz onun faydasını kavrayamamış ya da satıcıya ulaşamamış kişilerdir bence.Ben her memlekete gittiğimde illa getiririm.Memlekette olsa çiçek yağını evime sokmam.Ama araba olmayınca ve mesafe uzak olunca maalesef istediğim kadar getiremiyorum.
Birazda bu yağın faydalarından bahsetmek istiyorum.İçerisinde A,D,K vitaminin bulunmasının yanında çocukların beyin ve kemik gelişimini hızlandırıp güçlendirir.Cilde ve saçlara faydalıdır.En önemli özelliklerinden biri de herkesin bildiği gibi kalp ve damar hastalıklarını olumlu etkiler.Yüksek oranda zeytinyağı tüketilen yerlerdeki kadınlarda göğüs kanserine yakalanma riskinin çok az olduğu tespit edilmiş.Ve kadınlar için en güzel olanı içindeki vitaminler hücre yenileyici olduğundan yaşlanmayı geciktirdiği de belirlenmiş.Bunlar sadece zeytin yağının faydalarından bir kaç tanesi.O kadar çok faydası var ki ,sizlerde hem kendi hem eş ve çocuklarınızın sağlığı için zeytin yağını sofranızdan eksik etmeyin.
Bu kadar zeytin yağından bahsettikten sonra canım bol zeytin yağlı bir kısır çekti. Kalkıp hemen yapmalıyım.Zaten eşimin en sevdiği yemek.Sizlerde bol zeytin yağlı bir dolma yanına da patates çanağında rus salatası yapabilirsiniz .Hadi kolay gelsin.


MALZEMELER:3 büyük haşlanmış patates
                         limon
                         karabiber,tuz
                         1 havuç rendesi
                         minik doğranmış kornişon turşu
                         2 yemek kaşığı haşlanmış mısır
                         4 yemek kaşığı yoğurt  
                         1 yemek kaşığı mayonez

YAPILIŞI:haşlanmış patatesi rendeliyoruz.Limon ,karabiber ve tuzu ekleyip yoğuruyoruz.
Çanak şekli verip etrafını doğranmış maydanoza buluyoruz.
havuç,kornişon,mısır,tuz,mayonez ve yoğurdu karıştırıp çanakların ortalarına dolduruyoruz.Arzuya göre hazır garnitürü de tuz,mayonez ve yoğurtla karıştırıp kullanabilirsiniz.
İsteğinize göre üzerine baharat serpebilirsiniz.
                         AFİYET OLSUN...

23 Ekim 2013 Çarşamba

işkembe dolması ve temizlik ürünleri 2


Geçen yazımda temizlik ürünlerinde bahsetmiştim.Şimdi temizlik ürünleri yazıma yazıma devam ediyorum.(Önceki yazımı okumak isterseniz burayı tıklayın )
Kimyasallar vücudumuza genellikle soluma ve deriye temasla geçiyor.
Uzmanlar genellikle ev deodorantlarında,yüzey temizleyicilerinde ve cam sillerde kullanılan alkolün sinir sistemine zarar verdiğini söylüyor.Yine çamaşır sularında kullanılan sodyum hpoklorit adlı maddenin de ağız,mide ve boğaz iltihaplarına neden olduğunu , gözleri tahriş ettiğini,solunum yolları hastalıklarına sebep olduğunu tespit etmişler.Cam ve tuvalet temizleyicilerinde bulunan amonyağın da baş ağrısı yaptığını ve akciğeri olumsuz etkilediğini söylüyor.Yine tuvalet temizleyicilerinde bulunan hidro klorik asit görme bozukluğu ve mide yanması yapıyor.Naftalinin bile sinir sistemini etkilediğini ve Avrupadaki bazı ülkeler ve Rusya da yasak olduğunu biliyor muydunuz?
 Bende artık bilinçli bir anne olarak evimdeki ürünler bittikten sonra alternatif yollar bulmaya çalışacağım.
Okuduğum makalede çamaşırlardaki deterjan kalıntılarının temizlenmesi için 8 ton,bulaşıklarda ki kalıntı için  6 ton ,şampuan ve duş jeli için ise 2 ton su kullanmamız gerektiği yazıyor.Ne kadar ürkütücü bu rakamlar.Hatta boğaz enfeksiyonu ve bademcik hastalıklarının bir çoğu da bulaşık deterjanlarına bağlanmış.
Bu aralar sağlıklı yaşam olayına takmış durumdayım.Zaten memleketimin meşhur har(defne) sabununu kullanmaya başlamıştım bile.
Bulaşık makinamda parlatıcı yerine sirke kullanıyorum.
Çamaşır makinemde beyazlara beyaz sabun,renkli çamaşırlar için hacı şakir kullanıyorum.
Yumuşatıcı yerine sirke deneyeceğim ,yumuşacık yaptığını yazmışlar,deneyince bildireceğim.
Camsil yerine sirke kullanıyorum zaten.
Yersil olarakta çamaşır suyu kullanıyordum,buharlı paspas almayı düşünüyorum.
Porçöz yerine limontuzu .
Doğa da her şeye çözüm var yeter ki isteyelim.Sizlerinde böyle pratik çözümleriniz varsa bizlerle paylaşabilirsiniz.Belki benim aklıma gelmeyen sizin aklınıza gelmiştir.Yorumlarınızı bekliyorum.
Sakatatlar riskli yemeklerdir.Seven çok sever ,sevmeyen kokusuna bile dayanamaz.Ben sevenlerdenim.Canan Karatay'ın da çok sağlıklı olduklarını ve yememizi önerdiğini daha önce yazmıştım.Bu dana işkembesi kurbanımızın.Eşim işkembe getireyim mi dediğinde getir dedim fakat temizlemesinin bu kadar zor olduğunu bilmiyordum.Nette bir çok temizleme önerisi vardı ,uyguladım ,yine de o kdar kolay olmadı.Kaç ton sıcak su gitti bilmiyorum.Birazda pimpirikliyim çok inceledim,2 gün sürdü temizlemem.Ama lezzet harikaydı ve her şeye değerdi.
 Malzemeler:1 koyun işkembe(benimki danaydı)
                    1 su bardağı bulgur
                    1 küçük soğan
                    2 diş sarımsak
                    200 gram kadar minik doğranmış et
                     2 defne yaprağı
                     tuz
yapılışı:tencerede eti kavurun,az sıvı yağ koyup,üzerine yemeklik doğranmış soğan ve sarımsağı ekleyin.
Soğanı pembeleşinceye kadar kavurun.Üzerine bulguru,tuzu ve biber salçasıda koyup beraberce kavurun.1 çay bardağı su ekleyip hafif pişirin.İşkembeleri iyice yıkayın ve istediğiniz boyutta kesin,kenarlarını kalın bir iple dikin,tek kenarı açık kalsın. Dikilmemiş yerden işkembenin içini bulgurlu harçtan doldurun.Çok tıka basa olmamasına dikkat edin çünkü işkembeler küçülüyor,bulgur şişiyor.Açık kısmı da dikin,tüm işkembeleri bu şekilde doldurun.Düdüklü tencereye koyduğunuz işkembelerin üzerini geçecek kadar su doldurun.Ben iki defne yaprağı da koydum ki ,kokusu da güzel olsun.İsterseniz salçalı su ile de pişirebilirsiniz,sizin tercihinize kalmış.Düdüklüde kaynamaya başladıktan sonra 1,5 saat kadar pişirin.Servisten önce ipleri çekip çıkarın ve keserek servis yapın.
                                                   AFİYET OLSUN...

22 Ekim 2013 Salı

şehriyeli kuskus pilavı ve karmin(E120)

Karmin duymuş muydunuz?Bazılarmız koladan dolayı biliyorduk aslında.
Bu bir böcek hani şu kolaya rengini veren.Bir ara internette ,tv de baya haber olmuştu.
Kolanın içine konulduğunu duyan baya bir kitle kola içmeyi bırakmıştı.
Açıklamak gerekirse Cochineal adlı böceğin kurutulup ezilmesinden oluşuyor bu boya ve neredeyse kırmızı renk içeren hazır gıdaların hepsinde bulunuyor.Normal şartlarda bir yiyeceğin içinde böcek görsek hemen onu atar ya da dökeriz ama bu şekilde bilmeden  o böcekleri yiyip içiyoruz.Ne kadar iğrenç düşününce.Gıda teröristleri her şeyi bizlere yediriyor ama bizler farkında olamıyoruz.Çilekli puding diyor mesela içinde çilek yok aroma ve boya var.Bir de ürünlerde kullanılan bazı hileler var.Çoğu üründe aroması diyor.Yani gerçekten o ürünün içinde çilek yok.O yüzden ürünleri alırken biraz incelemenizi tavsiye ederim.Kodu E120 olan bu Karmin boyasını evinizde çilekli puding ,süt,kek vs. varsa inceleyin, çoğu ürünün içinde bulunduğunu göreceksiniz.
Doktorun biri bilmeden yıllık yarım kilo karmin tükettiğimizi yazmış.Ne korkunç düşününce yarım kilo böcek mi yedim ıyy diyorum.Ama gerçek bu. FDA (Food and Drug Administration)'a göre bazı insanlara aşırı alerjik reaksiyonlara ve anafilaktik şoka neden olabiliyor.Astıma neden olduğu da gözlenmiş.Bazı durumlarda hiperaktiviteyi arttırdığı da rapor edilmiş.Karmen içeren bir kaç üründen örnek vermek istiyorum.Bu maddeyi en çok kullanan markalar:pepsi,ülker,kent,pınar,cocacola,algida,cappy,nestle vs.
Danone-Danette çilekli puding
Danone çilekli süt
Ülker-İçim çilekli puding
Vivident çilek aromalı sakız
Kent jelibon
Ülker lolipop
Ülker Kremini
Pınar sosis
Pınar jambon vs.
Bir çok üründe kullanılıyor.Eğer sizde benim gibi böcekle yapılmış bir ürünü yemek istemiyorsanız aldığınız ürünleri biraz inceleyin derim.Daha neler öğreneceğiz bakalım.

Geçelim kuskuslu pilavımıza.Bu benim ilk kuskus denememdi.Daha önce hiç almamıştım.Ne kadar büyük bir kayıpmış bana göre.Bulgur ve pirince rakip olabilecek bir tat.Sürekli aynı tarz pilav yemekten sıkılanlar için alternatif.Biz ailecek çok beğendik.Denemenizi öneririm.

Malzemeler:yarım çay bardağı şehriye
                  1 su bardağı kuskus
                  2 su bardağı su
                  sıvı yağ
                  tuz

Sıvı yağda şehriyeleri kızarana dek kavurun.Daha sonra kuskusu katıp beraberce üç dört dakika daha kavurun.Üzerine bire iki ölçü olacak şekilde suyu ekleyin.Tuzu da katıp kaynayana kadar yüksek,kaynayınca kısık ateşte suyunu çekene kadar pişirin.
                         AFİYET OLSUN...

21 Ekim 2013 Pazartesi

Patlıcan dizme ve temizlik ürünleri 1

Hangi bayan istemez bembeyaz ışıl ışıl lavabolar ve çamaşırlar,yumuşacık havlular,parlayan parkeler ve yeni alınmış gibi duran bardaklar,çatallar,yokmuş gibi duran camlar?Bence herkes ister.Tabi bunlar için yumuşatıcılar,deterjanlar,yer siller,cam siller,leke çıkarıcılar,yağ sökücüler,kireç sökücüler,cifler,civitler vs.ler lazım.Dikkat ettiniz mi ne kadar çok temizlik malzemesi kullanıyoruz.Ne kadar çok kimyasala maruz kalıyoruz orayı burayı temizleyeceğiz diye.
Saçlarımız için; saç jölesi,saç spreyi,briyantin,şampuan,saç kremi,
vücudumuz için;roll on,parfüm,cilt temizleyicileri,bakım ürünleri daha neler neler...
Teknoloji bize kolaylık mı sağladı acaba?Her alet için,neredeyse vücudumuzun her uzvu için bir ürün.
Kendimizi bu kadar kimyasal ürüne maruz bırakmak ne kadar doğru?
Özellikle biz hanımlar için.Banyo dolapları,mutfak dolapları sayısız ürünlerle dolu.
Bunlar ota ,böceğe bile bu kadar zarar verirken bizlere vermiyor diye mi düşünüyoruz yoksa kolayımıza mı geliyor?
Evet evet bence kolayımıza geliyor.Benim de öyle..İki fıs fıs her yer tertemiz.
Ama oturup esaslıca düşününce hayır o kadar kolay değil  ,benim sağlığım bu kadar ucuz değil diye düşünüyorum.Bundan sonra karar verdim mümkün olduğu kadar az temizlik malzemesi kullanacağım.
Eskiden ninelerimiz bunları mı kullanıyordu sanki. Her şeyin doğalını kullanıyordu.Zeytinyağlı sabunla,defne sabunuyla yıkanır mis gibi de kokarlardı.Saçları da bizimkiler gibi kazık gibi olmazdı.Çamaşırları beyaz sabunla yıkar kaynatır bembeyaz olurdu.Bizler o kadar para verip deterjan alıyoruz ama benimkiler bembeyaz diyen çok az kişi.Yumuşatıcı kimin çamaşırları yumuşamış,benimkiler nedense hiç yumuşamadı hafif kokusu oluyor o.Oda parfümü o da neymiş hep kimyasal hep kimyasal. İstediğiniz bir çiçeğin yağını alıp kaynar suya bir iki damla damlatırsanız eviniz mis gibi kokar.Bulaşık makinesinde kullanılan parlatıcının durulanmadığını ve kanserojen olduğunu biliyor muydunuz?Ben parlatıcı gözüne sirke koyuyorum böylece kimyasallar da temizlenmiş oluyor.
Amerika da yapılan araştırmaya göre ev de kullanılan bu malzemeler dışarıdan gelen toksinlere göre üç kat daha zararlı ve kanserojen.Bu maddeleri ne kadar azaltırsak sağlığımızı o kadar korumuş oluruz.Sağlık olmadan biz ,biz olmadan yaşam olmaz.Kendi değerimizi öncelikle kendimiz bilelim.
malzemeler:
3 büyük patlıcan
1 domates
3 yeşil biber
yarım kilo kıyma
1 soğan rendesi
2 diş ezilmiş sarımsak
tuz,karabiber,kimyon,zencefil,yenibahar ve köri
yarım çay kaşığı karbonat
1-2 yemek kaşığı galeta unu ya da bir dilim ekmek içi
sıvıyağ
1 yemek kaşığı salça

yapılışı:patlıcanları alaca soyup bir cm eninde doğrayın ve kızgın yağda hafif kızartın.
kıymayı,baharatları,soğan ve sarımsak rendesini bir kaba alıp yoğurun.Eğer elinize çok yapışıyorsa galeta unu ekleyin.(Siz kendi bildiğiniz şekilde de köftenizi yapabilirsiniz.)Köfte harcından patlıcanların boyutunda ince köfteler yapın.Bir patlıcan bir köfte şeklinde borcama dizin.Üzerine biber dilimleyin.1 su bardağı suda salçayı eritin ve dizmenin üzerine gezdirin.Hafif tuz serpiştirin ve ısınmış 200 derecede pişirin.Yanına bir pilav ,salata akşam yemeğiniz hazır.
                                  AFİYET OLSUN..
patlıcan dizme,patlıcan,patlıcan yemeği,köfteli patlıcan

19 Ekim 2013 Cumartesi

Künefe ve Monosodyum glutamat 1


künefe,tatlı,şerbetli tatlı

Size bugün bir maddeden bahsetmek istiyorum monosodyum glutamat.Diğer adıyla E621.Hiç duydunuz mu acaba?Çin ve Japon mutfakların vazgeçilmez aromasıdır ve bir çok hazır üründe kullanılmaktadır.Lezzet arttırıcı olarak kullanılmaktadır.Uzmanlar bu msg 'nin çok zararı olduğunu söylüyor.Oluşturduğu zararlı reaksiyonlardan özellikle çocukların etkilendiğini söylüyor.Bu lezzet arttırıcının parkinson dan alzheimer a,büyüme hormonunun baskılanmasından göz hasarına kadar bir çok hastalığa neden olduğu tespit edilmiş. Msg 'nin tat alma duyumuzu etkilediği ve sürekli o yiyecekleri yeme hissi uyandırdığı belirtiliyor.Bu madde birçok gazlı içecek ve hazır gıda da kullanılıyor.Bu madde tadı çok kötü olan bir ürünün bile beyin tarafından çok lezzetli gibi algılanmasını sağlıyor.Vücutta yağ birikimi,obezite ve doyma mekanizmasında bozukluğa da sebep oluyor. Msg genellikle ;neredeyse tüm cipslerde,bazı katı yağlarda,et sularında ,hazır çorbalarda bulunuyor.Msg, hamile ya da emziren annenin yediği ürünle karnındaki bebekten ,emzirdiği bebeğe kadar etki yaratabiliyor.Çoğu ülkede bu maddenin olduğu ürünler uyarı ile satılıyormuş,hatta çocuk yiyeceklerinde kullanılması da yasaklanmış.

18 Ekim 2013 Cuma

zeytin ezmeli tuzlu kurabiye

 Geçenlerde yine internette yaptığım bir araştırmadan bahsetmek istiyorum.
Sağlıklı diye yediğimiz beyaz etlerde nasıl oyunlar oynanıyormuş meğer.Yumurtadan çıkan civcivlere antibiyotik verildiğini biliyor muydunuz?Hayvanları güneşe çıkarsalar aslında kemikleri gelişecek azıcık da olsa doğal olacaklar.Ama adamlar kemikli hayvan değil etli tavuk istiyorlarmış.Bu yüzden barınaktan dışarı çıkmayan ,oturduğu yerden kalkamayan tavuklar yetiştiriyorlarmış.Hatta yazının sahibi doktor bir çiftlik çalışanıyla konuşmuş ve o kişi tavukları elinizle almaya çalıştığınızda bile kemiklerinin kırıldığını hissediyorsunuz gibi ifadeler kullanmış.Ne kadar yazık ya hayvanlara mı acırsın,bu hayvanları yediğimize mi?
Sağlıklı diye sürekli tavuk ,yumurta alıyoruz.Fakat bunları okuyunca ne yapacağımı şaşırıyorum açıkçası.Doktor kanser vakalarının artmasını biraz da bu tarz şeylere bağlıyor.Köyde yaşasam tavuğumu,yumurtamı kendim yetiştirirdim ama şehirde bu fırsatım yok maalesef.
Ayrıca tarım ilaçları içeren yemler tükettiklerinde yapılarının bozulduğunu ve bu etleri yediğimizde bizleri de kötü etkilediği yazıyor.Bağışıklık sistemimizin zayıflamısını da hayvanların antibiyotikli yemler yemesine bağlıyor.Çünkü sürekli sürekli antibiyotik alan vücut hasta olduğunda iyileşme gösteremiyor.Hatta doktorun biri alerjiden romatizmaya.kansere kadar bir çok hastalığın nedeninin yediğimiz,içtiğimiz besinlerin doğallıktan uzak olması  olduğunu söylüyor.Bu yüzden özellikle çocuklarımızın sağlıkları için bulabiliyorsanız organik tavuk mümkünse köy tavuğu ve yumurtası tüketmeye çalışın.Pazarlarda bulunuyor aslında köy yumurtası özellikle biraz daha pahalı olsa da sağlımız için değeceğini düşünüyorum.Okuduğum yazının orjinali buradadır.

17 Ekim 2013 Perşembe

mercimek köfte




Canan Karatay'a göre eğer kilo vermek ve aşırı yağlardan kurtulmak istiyorsak
akşam yemeği en geç akşam yedi ya da sekiz  gibi yenmeli,eğer bir şeyler içilecekse bu şekersiz olmalı.Ayrıca meyvelerin şekeri ve her türlü şeker tatlı zehirdir diyor.Hiçbir zaman aşırı şekilde tüketilmemeli ve geç vakitte yenmemeli.Meyve şekerinin bebeklerde bile karaciğer yağlanmasının başlıca nedenlerinden olduğunu söylüyor.Ayrıca sıkılmış meyve sularının hiç bir faydası olmadığını,bu yüzden sıkılmadan lifleriyle yenmesi gerektiğini vurguluyor.
Canan Karatay bir gün boyunca yediklerini yazıyor;sabah kahvaltı da bir tane kayısı kıvamında yumurta ya da köy tere yağında pastırmalı yumurta ya da omlet iki yumurta ile,1 çay bardağı ceviz,bir avuç kadar peynir,15-20 adet az tuzlu siyah ya da yeşil zeytin,mevsimde ne varsa turp,domates,salatalık,biber,maydanoz.
Öğle yemeği yemediğini söylüyor.Akşam yemeğinde ise 4-5 kalem pirzola.1-2 dilim biftek ve bir kase ev yapımı yoğurt,bazen de etin yanında bir tabak sebze yemeği yediğini söylüyor.Bunların haricinde ise 1,5-2 litre taze limonlu su,3-4 bardak limonlu çay ve 2 fincan kahve içtiğini de ekliyor.
Her ne kadar alışkanlıkları bozmak zor gelse de sağlık için yapılmayacak şey yoktur.Önemli olan sağlığımız bozulmadan tedbir almak.En zoru ekmeksiz yaşamak gibi görünüyor.Biz ekmeği çok seven bir toplumuz çünkü.Her yemeğin suyuna ekmek banarız.Özellikle kahvaltı da çok tüketiriz.Babamın dediği gibi ekmeksiz karnımız doymaz ama birden bire hayatımızdan çıkaramıyorsak en azından azaltabiliriz.Canan Hanımın felsefesi zaten yediğinizi yakıyor ve fazla kilonuz yoksa abartmadan her şey yenebilir.

16 Ekim 2013 Çarşamba

Patatesli sıkmak (patatesli bulgur köfte)

Yine internette araştırma yaparken okuduğum bir yazıdan bazı notlar aktarmak istiyorum.Özellikle beynimize zarar veren bu gıdalardan söz etmek istiyorum.
1-Şeker ve şeker ürünleri: Uzun süre şeker kullanımının nörolojik problemlere sebep olduğu ve hafızayı ve öğrenme kabiliyetini zayıflattığı tespit edilmiş.
2-Fast food: Üniversitelerde yapılan araştırmalara göre fast food un beynin kimyasını değiştirdiği ,depresyona  ve motivasyon eksikliğine sebep olduğu tespit edilmiş.

15 Ekim 2013 Salı

bumerang en çalışkan blog yarışması

merhaba arkadaşlar bumerang en çalışkan blog yarışmasında bende varım. Eğer sizlerde benim bu ödüle layık olduğumu düşünüyorsanız beni destekler misiniz? Yapmanız gereken linki tıklamak

oy vermek için tıklayın


  Bumerang Ödülleri Oy Ver!

et sote


Herkese hayırlı bayramlar...
Kurbanların kesildiği,ellerin öpüldüğü,büyüklerin ziyaret edildiği,şekerlerin ve çikolataların yenildiği daha nice bayramlara inşallah...
Bu gelenek ve göreneklerimizin devam ettiği ,kapılarda,pencerelerde misafir gelsin diye heyecanla beklediğimiz,çocukların güvenle şeker toplama çıktığı,yozlaşmadığımız daha nice nice bayramlara
Biliyorum herkes biran önce kurbanın kesilmesini ve kavurmanın yapılmasını bekliyor.Ama çoğu uzman en az iki saat kurban etinin dinlenmesi gerektiğini söylüyor.Biraz zor herkes et beklerken tabi ama siz yavaş yavaş oyalana oyalana kesin ki zaman dolsun :)Mümkünse kavurmalarda hayvanın kendi yağını kullanan hem sağlık hem lezzet açısından.Tabi önce yüksek ateşte etleri mühürleyip daha sonra en kısık ateşte pişirelim ve tuzunu da ocaktan indirmeye yakın atalım ki zaten dinlenmemiş et daha da sertleşmesin.
Kurban etlerinizi istediğiniz şekilde doğrayın ya da kıyma yapın.Sonra bunları buz dolabı poşetlerine tek yemek olacak şekilde koyun ki çözeceğiniz zaman fazla gelip bozulmasın.Ben genelde biraz kavurmalık minik minik,biraz sotelik jülyen ,biraz da yemeklerin içine küp küp doğruyor,kalanını da kıyma yapıp buz dolabı poşetlerine koyuyorum.Eğer buzluğunuzda koku oluyorsa kilitli buz dolabı poşeti kullanın onlar biraz daha kalın oluyor ve kokuyu önlüyor.Buzluktan et çıkarıp çözdürmek istediğiniz zaman dışarıda,kalorifer üstü gibi yerlerde bekletmek sakıncalı ve bakteri üretiyor,bu yüzden etinizi buzluktan bir gece önce çıkarıp buzdolabı  bölümünde çözdürün.

14 Ekim 2013 Pazartesi

hurmalı kömbe (baharatlı kurabiye)

baharatlı kurabiye

BABALAR YÜKÜNÜZ ÇOK AĞIR..!
Peygamberimiz (s.a.v) bir gün şöyle buyurdu:
Yazıklar olsun ahir zaman babalarına..!
Bunun üzerine ashap sordu:
Yoksa müşrik mi olacaklar..?
Peygamberimiz (s.a.v) şöyle buyurdu:
Hayır, Müslüman kalacaklar, ama çocuklarına dini öğretmeyecek ve hatta çocukları dini öğrenmek istediklerinde, onlara engel olacak ve onları dünya malı kazanmaya sevk edeceklerdir.
İşte ben böyle babalardan uzağım, onlar da benden uzaktırlar.

[Müstedrek'ül-Vesâil, c.2, s.625] /

13 Ekim 2013 Pazar

mantarlı pizza

















Canan Karatay hoca trans yağlardan uzak durulması gerektiğini söylüyor.Trans yağların fazla ısınınca oluştuğunu,yani dayanıksız yağların trans yağa dönüştüğünü söylüyor.Bu yağlar ise ay çiçek ve mısır özü yağı diyor.Yemek yaparken zeytin yağı ,fındık yağı ya da tereyağı kullanılmasını öneriyor.Kelleyi,paçayı ve işkembeyi bol bol tüketin ,en sağlıklı yağ dolaşan hayvanlardaki yağlardır diyor.Kuzu etini de yağıyla birlikte tüketin diyor.Paça çorbasının diz eklemleriyle ilgili sorun yaşayanlara öneriyor.Kendisinin bile haftada iki defa işkembe ve paça çorbası içtiğini de söylüyor.
Başka bir konu ise yemekte su içilmemeli,hazımsızlığa neden olur ,bu yüzden yemekle birlikte su içilmemeli diyor.Günde 2,5 litre su içilmesini,içilmediği için böbreklerin çalışmadığını ve kabızlık yaptığını söylüyor.

Hamuru için 1 yumurta
                   1 yemek kaşığı tepeleme yoğurt
                   2 yemek kaşığı sıvı yağ
                    1 paket maya 
                    1 çay kaşığı tuz
                    1 çay kaşığı şeker
                    1 su bardağı ılık su
                    un(2 su bardağı kadar)
Arasına:ketçap ve kekik
Üzerine:zeytin (biberli zeytin kullandım)
            mısır
            mantar(yıkanmayıp kabukları soyulacak)
           yeşil ve kırmızı biber
           sucuk
           kaşar peynir rendesi
Yapılışı:Ilık suda maya ve şekeri karıştırıp mayanın kabarmasını bekleyin.
Sonra yoğurt ,yağ ve tuzu ekleyip karıştırın.
Yavaş yavaş un ekleyerek biraz cıvık bir hamur elde edin.
Yarım saat mayalanan hamuru yağladığınız tepsiye eliniz hafif yağlayarak yayın.
Üzerine ketçap sürün ve kekik serpin.
Diğer malzemeleri istediğiniz gibi doğrayıp hamurun üzerine yerleştirin.Isınmış fırında kızarana dek pişirin.
Bana kalırsa kaşar peyniri malzemeler piştikten sonra koyup bir 5 dakika tekrar pişirirseniz daha güzel oluyor.
Ben iki tepsi yaptım kaşarı sonradan eklenen daha güzel olmuştu.Tabi sizin zevkinize kalmış isterseniz bütün malzemeyi ve kaşarı da koyup pişirebilirsiniz.
                              AFİYET OLSUN...





12 Ekim 2013 Cumartesi

karnabahar kızartma




Canan Karatay yazıma devam ediyorum.
Canan Hocaya göre et ve balığın yanında pirinç pilavı ya da patates yenmemeli.İllaki yenilecekse az miktarda bulgur pilavını öneriyor.Et ve balıkla bol yeşillik ve salata yenmeli diyor.
Günlük vücudumuzun şeker ihtiyacının sadece bir küp şeker olduğunu söylüyor.İçtiğimiz bir kutu kolada ihtiyacımızın 150 misli şeker olduğunu ,bu şekerin çok fazla enerji verdiğini fakat yarım saat gibi bir süre sonra enerjinin birden bire bittiğini de bildiriyor.Kola ve şekerli içeceklerin bağımlılık yaptığını,erkek çocuklarda göğüs ve göbek büyüklüğüne sebep olduğunu;diyet diye geçen içeceklerde aspartam diye yapay tatlandırıcı olduğunu ,bunun ise beyni ve sinirlerini bozduğunu ,beyin iltihabı yaptığını söylüyor.
Ayrıca diyet sütlerin yağları alındığında içindeki yararlı vitaminlerinde ısıl işlemle kaybolduğunu söylüyor.
Yani Canan Hocaya göre her şeyin doğalı, işlemden geçmemiş, paketlenmemiş olanı yenmeli.
Ama hayatımız hazır yiyeceklerden ibaret nerdeyse. Büyük şehirlerde doğal süt,yoğurt ,yağ bulmak o kadar zor ki.Sürekli marketlerden paketlenmiş sütler,yoğurtlar,pizzalar,yağlar kısacası her şeyi alıyoruz.
Canan Hocanın dediklerine katılıyorum.Bu yüzden çoğu şeyi evde yapmaya çalışıyorum.Çocuğum için özellikle hazır gıdalar yerine evimde yiyecekler yapıyorum.Kurabiyelerimi,yoğurdumu,kışlık yiyeceklerimi hazırlıyorum.Şeker yerine de pekmez kullanmayı tercih ediyorum.Sizin de sağlıklı beslenmek için özel yaptıklarınız varsa bizlerle paylaşabilirsiniz.

11 Ekim 2013 Cuma

Bal kabaklı muhallebi


Geçenlerde bir tv kanalında Prof. Doktor Canan Karatay 'ı izledim.
Aslında doğru bildiğimiz ne kadar çok yanlış varmış.
Canan Karatay 'a göre yağ o kadar faydalı ki,beynimizin çalışması için yağa (özellikle tereyağı ve zeytin yağına)ihtiyaç duyduğunu söylüyor.Yağ oranı azaltıldığı ,yağdan korkutulduğumuz için özellikle unutkanlığın arttığını söylüyor.
Kahvaltı da istediğimiz kadar zeytin de yiyebileceğimizi fakat ekmekten kaçınmak gerektiğini ,vücudumuza hiçbir katkısının olmadığını sadece kan şekerimiz yükseltip daha çabuk acıktığımızı söylüyor.Ekmek yerine ceviz,badem,fındık ve fıstık yenilmesini öneriyor.
Karatay hoca bol et yenilmesi gerektiğini ve etin hayvanın kuyruk yağı ile pişirilmesi gerektiğini söylüyor.
Yıllarca bize tüketmemiz gerektiği söylenen şeylerin aslında çok sağlıklı olduğunu vurguluyor.
Ayrıca kutuya konulan hiç bir besin maddesinin kullanılmamasını öneriyor.Özellikle süt ve mama gibi ürünlerin çocuklardan uzak tutulmasını söylüyor.
Kuru fasulye,ceviz,mercimek ,bakla,meyve ve sebzelerin doğal karbonhidrat içerdiğini söylüyor.Sadece ekmekte karbonhidrat olmadığını söylüyor.Hamur işi,pilav gibi yiyeceklerin sağlıklı olmadığını fazla tüketilmemesini söylüyor.
Ayrıca sıkılmış meyve sularında lif olmadığını ani kan şekerini yükselttiğini o yüzden sıkılmadan direk lifleriyle yenilmesini öneriyor.
Öğrendiklerimi sizlerle paylaşmaya devam edeceğim arkadaşlar takipte kalın.

10 Ekim 2013 Perşembe

ocak taşları nasıl temizlenir?

Ocak taşları nasıl temizlenir?


Bayanların işi hiç bitmez.Temizlenecek ne  kadar çok alet edevat var değil mi?
Fırın,buz dolabı,gardırop, mutfak dolapları,komodinler neler neler..
Bazen sürekli temizlemekten çok sıkılıyorum.Temizle temizle hep kirleniyor.
Sizde benim gibi günlük ev süpüren,toz alan,lavabo temizleyen tiplerden misiniz?
Hele iki çocuk olunca sürekli dağınık ,sürekli bir yerlerde toplanacak eşyalar,yıkanacak çamaşırlar.
Ne kadar çoğu zaman hevesle yapsam da işlerimi bazen gına eliyor,kılımı kımıldatmak istemiyorum tabiri caizse.
Allah'tan burada öyle aniden misafir gelme gibi bir durum yok ne de olsa gurbetteyim.
Sürekli temizlik yapınca artık pratikleşiyor insan.
Neresi ne ile temizlenir,ne ile temizlenirse uzun süre kirlenmez gibi.
Tabi bende yeni ürünleri,duyduklarımı deniyorum.
Bazen çok para verdiğim üründen verim alamazken bazen en ucuz dandik dediklerimiz daha iyi çıkıyor.
Gelelim bu ocak taşlarını nasıl temizlediğime;evet söylüyorum beyaz sabun,evet işte o banyoda ,lavaboda
kullandığımız sabun ile temizledim.
Tertemiz ve ışıl ışıl oldular.Küçük bir sabun parçası alın bulaşık teline bastırarak yerleştirdim ve telledim ,hepsi bu kolay gelsin hanımlar.
NOT:Sürekli taşları temizlemek istemiyorsanız alüminyum folyo ile kaplayabilirsiniz.
Sizlerinde temizlik tüyoları varsa bizlere iletebilirsiniz.
Yorumlarınız benim için çok önemli zahmet olmazsa fikrinizi alabilir miyim?


vişneli pasta


Şüphesiz Allah insanlara hiç bir şekilde zulmetmez,
fakat insanlar kendilerine zulmederler.
                                    Yunus-44                  

vişneli pasta
vişneli pasta nasıl yapılır?

Malzemeler:Hazır pandispanya
                 600 gram kaymak veya krema
                 vanilyalı puding
                 vişne 
                 damla çikolata
                 1 su bardağı süt
                 1 paket krem şanti 
                 çikolata rendesi

Yapılışı:Hazır pandispanyanın birini servis tabağına alıyoruz.
Kaymakla pudingi çırpıyoruz.Karışımın yarısını kekin üzerine sürüyoruz.
İsterseniz keki süt ya da vişne suyuyla ıslatabilirsiniz.
Kremanın üzerine damla çikolata ve vişne serpiyoruz.
Vişnenin birazını üzerini süslemek için ayırıyoruz.
Üzerine diğer keki kapatıyoruz.Kalan kremayla pastanın her yerini kaplıyoruz.
Sütle çırptığımız krem şanti ile pastamızı süslüyoruz.
Pastanın kenarlarına çikolata rendesi serpiyoruz.
Üzerine ayırdığımız vişneleri koyuyoruz.
En az 2 saat buzdolabında bekletiyoruz.
                          
                                     AFİYET OLSUN...

9 Ekim 2013 Çarşamba

fındık mantolu marmelatlı kurabiye




Günaydın arkadaşlar.
Dün o kadar çarşıya ,sağlık ocağına ,ardından pazara gitmeme rağmen,
anaokula giderken anne bana pasta yap diyen kızıma kıyamadım.
Akşam yemeğinden hemen sonra çok kısa sürede yaptım bu kurabiyeleri.
Tadı enfesti ,tek kelimeyle.
Kakaolu,dışı fındık kaplı ve üzerinde yumuşacık akışkan kuşburnu marmelatı..

Aslında okuldan gelmeden yapıp kızıma sürpriz yapmayı düşünüyordum ama yetiştiremedim.
Pazara gittim küçük bebişimle çok dolandık.Ayrıca ayakkabısının tekini kaybettim.Arkadaşım onu aramaya gitti bekle falan derken azıcık geç kaldım eve.Dün zaten çok garip bir gündü.Mağazada oğlumun biberonu kırıldı,tuzla buz.Sonra arkadaşımla yiyecek birşeyler aldık,poşeti kaybettik.Baya bir aramadan sonra binanın dış kapısında bulundu.Sonra ayakkabı kayboldu falan derken,hiç gün bitmeyecek sandım.Ayrıca dün ilk eşarbımı da aldım.Koleksiyonumun ilk ürününü aldım.Artık eşarba göre bayram kombini yapacağım.Eşim çok beğendi rengini bakalım sizler beğenecek misiniz?






Bu kadar muhabbet yeter.Kurabiyenin de tarifini yazalım ki 
sizde bu güzel lezzetten faydalanabilin.
fındık mantolu marmelatlı kurabiye
fındık mantolu marmelatlı kurabiye nasıl yapılır?
Malzemeler:100 gram yumuşak margarin
                   1 çay bardağı tepeleme pudra şekeri
                   1 kahve fincanı sıvı yağ
                   1 yumurta
                   1 paket vanilya
                   1 çay kaşığı silme kabartma tozu
                   3 su bardağı un
                   3 yemek kaşığı kakao
Üzerine:süt ve fındık kırığı
             kuşburnu marmeladı(siz başka reçel ya da marmelat kullanabilirsiniz)
Yapılışı:Margarin ve şekeri kabınıza alıp biraz ezdirerek karıştırın.
            Yumurta ve sıvı yağı da ekleyin.
            vanilya,kakao,kabartma tozu ve unla ele yapışmayan bir hamur elde edin.
            Bir kaseye az süt koyun.Ceviz büyüklüğünde parçalar alıp yuvarlayın.
            Önce her tarafına gelecek şekilde süte sonra da fındık kırığına bulayın.
            Yağlı kağıt serdiğiniz tepsiye kurabiyeleri dizin.Ortasına parmağınızla bastırın.
             Isıtılmış 175 derece fırında 30-35 dakika pişirin.
            Fırından çıkan kurabiyelerin orta bölümlerine marmelat doldurun.
                                      AFİYET OLSUN...











8 Ekim 2013 Salı

Allah ne verdiyse keki


"Israrla talepte bulunduğun halde duanın kabulünün gecikmesinden ötürü bana icabet edilmedi diye umutsuzluğa,karamsarlığa düşme.Çünkü Allah Teale vereceğine kefil olmuştur.Ancak senin kendine seçtiğini değil sana uygun olanı dilemiştir.Ve senin istediğin zamanda değil,kendi istediği zamanda sana verir."        Hikemu-l Atiyye.S.18.
İstediğimiz şeyler olmadığında sinirlenmek ,isyan etmek yerine vardır bunda da bir hayır deyip kendimizi telkin etmek en doğrusu.Rabbim neyin daha hayırlı olduğunu bizden daha iyi bilir.Bizim kendimiz için iyi olacağını düşündüğümüz bazı şeyler belki de iyi değildir.Eğer çok istediğimiz halde olmuyorsa belki de Rabbimizin bize hazırladığı başka şeyler vardır.Sabır etmek ve şükretmek ve her şeyin hayırlısını dilemek en güzelidir.